Şu anda popüler olan “3. Nesil Kahvecilik,” “gerçek ve iyi” kahveye ulaşma yolunda atılan en somut adımlardan biridir. Bu yeni dünya söylemi, kahveye hak ettiği değerin verilmesi ve kahvenin tüm süreçlerde özenle işlenerek fincana ulaşması anlamına gelir. Kahve, bu süreçte özünü, muazzam tadını ve karakteristiğini korur. Kahve meyvesinin üzüme benzeyen çekirdeklerinin nasıl bu kadar keyif verici olduğunun hikayesi, biraz şaşırtıcı ve bir o kadar da büyüleyici.
Kahvenin yolculuğu, M.S. 575’li yıllara, yani 6. yüzyıl civarına dayanıyor. Herkesin günün her saatinde mutlaka ihtiyaç duyduğu kahve, sabah uyanırken ya da ders çalışırken birçok kişinin tercihi olmuştur. Kahve meyvesinin yetiştiği ağaçlar, 30-40 yıl boyunca meyve verebilir. Ancak, hava sıcaklığı sıfırın altına düştüğünde bu ağaçlar yaşayamaz ve sadece belli kuşaklarda yetişebilir. Bu yüzden kahve, tropik iklimi daha çok sever. Soğuk çeşitleri ortaya çıkmadan önce, kahve genellikle içimizi ısıtan bir içecek olarak bilinir.






Peki, tüm bu koşullar sağlandığında kahveyi rahatlıkla işleyip içebilir miyiz? Ne yazık ki bu sorunun cevabı hayır. Çünkü olgunlaşan kahve meyvesinin 14 gün içinde toplanması gerekiyor; aksi takdirde bu kıymetli doğa armağanı çürüyebilir. Meyveler sağlıklı bir şekilde toplandığında ise çiftliklere gönderilerek yıkama, ayrıştırma ve kurutma gibi işlemlerden geçer. Bu işlemler tamamlandıktan sonra çuvallara doldurulan kahve, kavrulmak üzere yola çıkmaya hazır hale gelir.
Tam da bu noktada, bize yabancı olmayan bir işlem karşımıza çıkar. Çocukluğumuzdan beri mahalle bakkallarının kapısında gördüğümüz kahve kavurma işlemi, dilimize “kahverengi” kelimesini kazandırmıştır. Ancak bu işlemin de, diğer tüm süreçlerde olduğu gibi, birçok ayrıntısı vardır.
Kavrulmamış kahve çekirdekleri sarıya dönük yeşil haldeyken özenle kavrulur ve içime bir adım daha yaklaşır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey, kavurma işleminin hassasiyetidir. İşlem sırasında bir derece, bir saniye, hatta kavuran kişinin parfümü bile kahveyi olumsuz etkileyebilir. Belki biraz acımasız bir tabir gibi görünebilir, fakat kahve biraz açgözlüdür ve tüm nemi, kokuyu içine hapsetmek ister.
Nihayetinde, tüm bu inceliklere özen gösterilerek kavrulan kahve çekirdekleri, deneyimli bir baristaya teslim edildiğinde keyif vakti gelmiş olur!
BARİSTA
Barista, kahveseverlerin aşina olduğu bir terim haline geldi. Bu unvan, kahveye emek ve gönül veren, onu son haline getiren kişilere verilen bir isimdir. Aşçılar için mutfak ne anlama geliyorsa, baristalar için kahve de aynıdır. Baristalar, kahveyi özenle öğütme, hazırlama ve fincanda adeta bir şölen yaratma konusunda ustadırlar.
- Nesil Kahvecilik dünyasının getirdiği, geleceğe ait gibi görünen ekipmanları da baristalar büyük bir ustalıkla kullanır. Kahvenin her aşamasında ince ayrıntılara dikkat ederek, her fincanda mükemmelliği yakalarlar.